Beylerbeyi, Yalıboyu Cd. No:69 D:1, 34676 Üsküdar/İstanbul
+90 216 321 55 61
info@glokalhukuk.com

İNFAZ KANUNU’NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER VE DÜZENLEMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

İNFAZ KANUNU’NDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER VE DÜZENLEMELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Bilindiği üzere TBMM tarafından 14.04.2020 tarihinde kabul edilen 7242 Sayılı “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bu Kanun’la ceza infaz mevzuatında ve ceza infaz sisteminde çok önemli değişiklikler yapılmıştır. İlgili bireyler açısından etki ve sonuçlarının daha iyi anlaşılabilmesi için Kanun’un getirdiği düzenlemeler, soru ve cevaplar şeklinde formüle edilerek incelenmiştir.

I-   KANUNUN KAPSAMI

  1. Yeni infaz düzenlemesi tutukluluğa ilişkin herhangi bir düzenlemesi var mıdır?

Bu Yasayla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 109. maddesine daha önce kaldırılan 4. maddesi yeniden eklenmiştir.

Bu düzenlemeye göre;

  1. Halen hamile olan ya da bebeği 6 aydan küçük olan kadınlar
  2. Maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremediği 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu’nun (CGTİK) 16. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca tespit edilen şüpheliler,

Hakkında tutuklama yerine adli kontrol kararı verilebilecektir.

Bu hükme dayanılarak halihazırda tutuklu olup bu şartları taşıyan tutuklular için tahliye talebinde bulunulması mümkündür.

Tutuklular bakımından yapılan ikinci düzenleme ise CMK’nın 112. maddesinde yapılan değişikliktir. Yasanın 16. maddesiyle CMK.’nın 112. maddesi yeniden düzenlenmiştir

Buna göre hakkında adli kontrol kararı uygulanan kişinin bu tedbire uymaması halinde dosyası İstinaf veya Yargıtay aşamasında olsa bile hükmü veren ilk derece mahkemesinin UYAP kayıtlarını inceleyerek “adli kontrol hükümlerinin ihlali nedeniyle” kişiyi tekrar tutuklayabilmesi imkânı getirilmiştir.

  • Yeni infaz düzenlemesi devam eden davaları etkileyecek midir?

Bu Yasa asıl olarak hükmolunmuş cezaların infazını düzenleyen bir yasa olup klasik anlamda bir af yasası değildir. Dolayısıyla halihazırda devam eden ve kesinleşmemiş ceza davaları görülmeye devam edecektir. Çıkan yasanın devam eden davaları ortadan kaldırma, sona erdirme gibi bir fonksiyonu yoktur. Ancak bu şekilde devam eden yargılama sonrasında ceza alınırsa alınan cezanın infazı sırasında bu yasa uygulanacaktır.

  • Yeni infaz düzenlemesi kapsamında indirimler uygulandığında yatar süre kalmıyorsa hiç cezaevine girilmeyecek midir?

Yasanın belirlediği açık cezaevine ayrılma ve koşullu salıvermeden faydalanma gibi hususların temelinde hükümlünün iyi halli olduğunun kabulü vardır. Yani bir diğer ifade ile hükümlü ancak cezaevinde geçirdiği süreyi iyi halli olarak geçirirse yasanın sağladığı imkânlardan faydalanacaktır.

Bu yüzden aşağıda açıklayacağımız şekilde örneğin 30.03.2020 tarihinde önce hırsızlık suçunu işlemiş olan ve 6 yıl hapis cezasına mahkum edilen kişinin hesaplama sonunda yarısı olan 3 yıl cezaevinde kalacağı ve bu 3 yıllık süreyi de denetimli serbestlik tedbirleri uygulanmak suretiyle cezaevi dışında infaz edileceği doğru olsa da tüm bu indirim ve denetimli serbsetlik uygulamasından faydalanabilmek için kişinin cezaevinde bir süre kalması ve bu süreyi iyi halli olarak geçirmesi gerekmektedir. Bu nedenle (süre cezaevi ve infaz hakimlerinin uygulamasına göre değişmekle birlikte) yukarıda saydığımız hırsızlık suçundan alına 6 yıllık hapis cezasında 3 ila 15 gün kadar kapalı cezaevinde kalınma olasılığı çok yüksektir ve uygulama da bu yöndedir. 

II-  CEZALARIN İNFAZIYLA İLGİLİ DÜZENLEMELER

  • Hangi suçtan mahkûm olanlar infaz indirimi ve lehe düzenlemelerden yararlandırılmamaktadır?

Ceza İnfaz Kanunu’yla getirilen infaz indirimi, bir kısım suçlardan mahkum alanları kapsam dışında tutmuştur. Bu ayırımın gerekçeleri, infazda adalet ve eşitlik ilkelerine uyumlu olup olmadığı hususları elbette tartışılabilir. Bu şekilde kapsam dışında kalan suçlar şunlardır:

  1. Kasıtlı suçlar yönünden;
  2. Terör suçları,
  3. Örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları,
  4. Örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar,
  5. Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar,
  6. İkinci defa mükerrer olanlar,
  7. Koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler,

Yasa’nın lehe olan hükümlerinden yararlandırılmamaktadırlar.

Eğer bir kimsenin cezası yukarıda sayılan suçların haricindeyse infaz indirimlerinden ve lehe olan hükümlerden yararlandırılmaktadır. Bu kapsamdaki kasıtlı suçlardan mahkumiyet hükmü, 3 yıl ve daha az ise bu kişiler kapalı ceza ve infaz kurumuna hiç alınmamakta, doğrudan açık cezaevine konulmaktadırlar.

  • Taksirli suçlar yönünden;

Taksirli suçlardan verilmiş olan ceza miktarı 5 yıl ve daha az ise bu kişiler doğrudan açık cezaevine konulacaklardır.

  • Kapalı cezaevine alınan hükümlüler için açık cezaevine ayrılma şartları nelerdir?

Yasa’nın lehe olan hükümlerinden yararlanabilmenin suç tipinin dışında infaz indiriminden yararlanabilecek mahkum açısından da koşulları bulunmaktadır: 

  1. İyi halli Olma Şartı

Kapalı cezaevinde bulunup açık cezaevine ayrılma vakti gelenler 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri İnfazı Hakkındaki Yasanın 89. Maddesinde düzenlenen usul dairesinde yapılacak değerlendirme ile iyi halli olduklarının anlaşılması halinde açık cezaevine ayrılabileceklerdir.

Bu maddede tarif edildiği şekilde iyi halli olan hükümlüler Açık Cezaevine Ayrılma Yönetmeliği 6. Maddedeki süreleri doldurdukları taktirde Açık Cezaevine ayrılabileceklerdir.

Buna göre;

Durumunda açık cezaevine ayrılabileceklerdir.

III-AÇIK CEZAEVİNE AYRILMA ŞARTLARIYLA İLGİLİ DÜZENLEMELER

  • Açık cezaevine ayrılma şartlarına ilişkin değişiklikler nelerdir?

7242 Sayılı Yasa’nın geçici 6. maddesiyle açık ceza infaz kurumlarına ayrılma bakımından yeni ve fakat geçici düzenlemelere gidilmiştir.

Buna göre 31.12.2020 tarihine kadar uygulamada kalmak üzere;

  • Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar,
  • Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ,
  • Örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar,  

Hariç olmak üzere diğer suçlardan hükümlü olanlardan toplam hapis cezası on yıldan az olanlar bir ayını,

On yıl ve daha fazla olanlar ise üç ayını,

Kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olmak ve iyi halli olmak şartıyla ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına bir yıl veya daha az süre kalanlar, talepleri halinde açık ceza infaz kurumlarına gönderileceklerdir.

İlgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya, beşinci fıkrada belirtilen süreler içinde hak kazandıkları takdirde beşinci fıkra uyarınca izinli sayılırlar. Beşinci fıkrada belirtilen sürenin tamamlanmasından sonra ise açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanıp kazanmadıklarına bakılmaksızın, 95 inci maddede düzenlenen izin hakkından yararlanırlar.

Tekraren belirtelim ki, bu fıkra hükmü 31/12/2020 tarihine kadar uygulanacaktır.  

Bu fıkra özünde önemli düzenlemeler içeren bir maddedir.

Buna göre normalde denetimli serbestliğin geçici olarak 3 yıla çıkarılması hakkından faydalanma yönünden istisna kapsamındaki suçların (ör: adam öldürme, uyuşturucu ticareti, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, eşe karşı yaralama, işkence suçları) failleri de dahil olmak üzere bu kişilerden cezasının fıkrada belirtilen sürelerini geçirenler esas olarak açık cezaevine ayrılma süresine 1 yıl kalmış olsa bile açık cezaevine ayrılabilecekler ve dahası 5. Madde kapsamında 31.05.2020 tarihine kadar izinli sayılacaklardır. Buna göre uyuşturucu ticareti suçundan mahkûm olmuş birisinin açık cezaevine ayrılabilmesi için kapalıda geçirmesi gereken süreye ek olarak koşullu salıverilmesi için 5 yıldan daha az süresi kalması gerekiyordu. Bu durumda yukarıdaki süreler kapalı kurumda geçmiş ve koşullu salıverilmesine 6 yıl kalmış bir uyuşturucu ticareti hükümlüsü açık cezaevine ayrılabilecek ve 31.05.2020 tarihine kadar da izinli olacaktır.

  • Açık cezaevine ayrılma şartlarına ilişkin değişiklikler nelerdir?

Bazı suçlardan mahkum olanların açık ceza ve infaz kurumlarına geçebilmeleri Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu kararının yanı sıra infaz hakiminin onayı şartı da getirilmiştir. Kural olarak belirtilen süreleri doldurduklarında Yasa’nın 89. maddesince İdare ve Gözlem Kurulu kararıyla iyi halli olduğuna karar verilen hükümlüler açık cezaevine ayrılabileceklerdir.

Ancak;

  • Toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkûm olanlar,
  • Terör suçları,
  • Örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları,
  • Örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar,
  • Kasten öldürme suçları,
  • Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar,
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından

Mahkûm olanların kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına ilişkin idare ve gözlem kurulu kararları, infaz hakiminin onayından sonra uygulanacaktır.

IV-  HAMİLE VE BEBEKLİ ANNELER, AĞIR HASTALAR VE ÖĞRENCİLERLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

  • Mahkumiyet hükmü kesinleşen ve cezaevlerindeki bebekli anne hükümlüler için ve eş – çocukları ağır hasta olanlar lehe ne tür düzenlemeler getirilmektedir?

Yeni düzenleme ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 16. Maddesinde “(4) Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş bulunan (bu süre eskiden 6 ay idi) kadınlar hakkında geri bırakılır.

Dolayısıyla artık hükümlü kadın gebe ise veya çocuğu 18 aylıktan küçükse cezasının infazı geri bırakılacaktır. Bu emredici bir hükümdür. Ayrıca bu hükümden halen cezaevinde bulunan hükümlüler de faydalandırılmalıdır.

Ayrıca CGTİK’nun 17. maddesinin 6. fıkrasında düzenleme yapılmıştır.

Buna göre “(4 4) Birinci fıkrada belirtilen hapis cezalarının infazına başlanmış olsa bile, hükümlünün yükseköğrenimini bitirebilmesi, ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkânsız hâle gelmesi veya hükümlünün eş veya çocuklarının sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle bakıma muhtaç olmaları ya da hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi hâllerde, Cumhuriyet Başsavcılığınca bir yılı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazına ara verilebilir. Ancak bu ara verme iki defadan fazla olamaz.”

Dolayısıyla artık hükümlü kişinin eş veya çocuklarından biri sürekli hastalık ya da malullüğü nedeniyle bakıma muhtaç ise infazı yapan savcılıkça cezanın infazına 1 yıl süreyle ara verilebilecektir.

Halihazırda cezaevinde buluna hükümlüler şartları oluştuğu taktirde bu maddeden faydalanmak üzere Cumhuriyet savcılığına başvurmalıdırlar.

  • Yeni kanunda denetimli serbestlik süreleri nasıl belirlenmiştir?

Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla, açık ceza infaz kurumundan talepleri halinde normal koşullu salıverme sürelerinden daha erken bir sürede tahliye olmalarını sağlayan sisteme denetimli serbestlik sistemi denilmektedir.

Yeni Kanun’la CGTİK’na eklenen 105/A maddesi uyarınca açık cezaevine ayrılmış olan ya da ayrılma hakkını kazanmış olan hükümlüler için daha önce 6 ay olan ve geçici düzenlemelerle 1 yıl olarak uygulanan denetimli serbestlik süresi kalıcı olarak 1 yıla çıkarılmıştır.

Ancak Yasanın 52. Maddesi ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunu’nun Geçici 6. Maddesi değiştirilmiş ve denetimli serbestlik süresi ile ilgili çok önemli değişiklik yapılmıştır.

Buna göre

30/03/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından;

  • Kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83),
  • Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, 
  • Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu, (madde 87, fıkra iki, bent d[1]), 
  • İşkence suçu (madde 94 ve 95),
  • Eziyet suçu (madde 96), 
  • Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105),
  • Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138),
  • Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçu (madde 188)
  • İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar

Hariç olmak üzere, 105/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan denetimli serbestlik süresi “bir yıl, yerine “üç yıl” olarak uygulanacaktır.

Dolayısıyla yukarıda sayılan istisna suçlarda denetimli serbestlik süresi 1 yıl ancak 30 Mart 2020’den önce işlenmesi şartıyla bu suçlar haricindeki suçlarda denetimli serbestlik süresi 3 yıl olarak uygulanacaktır.

Aynı düzenleme kapsamında 0-6 yaş çocuğu bulunan kadın hükümlüler ya da 70 yaşını bitirmiş tüm hükümlüler için yasada 2 yıl olarak belirlenmiş denetimli serbestlik süresi 30 Mart 2020’den önce işlenmiş suçlar için 4 yıla çıkarılmıştır.

Bu kişiler için istisna kapsamı daraltılmış ve istisna olarak kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) ve İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar hariç tutulmuştur.

Ayrıca aynı istisna baki kalmak şartıyla “maruz kaldığı ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatını yalnız idame ettiremeyen altmış beş yaşını bitirmiş hükümlülerin koşullu salıverilmeleri için ceza infaz kurumlarında geçirmeleri gereken süreler, azami süre sınırına bakılmaksızın 105/A maddesinde düzenlenen denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilebilme imkânı getirilmiştir.  Ağır hastalık, engellilik veya kocama hâli, Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca veya Adlî Tıp Kurumunca düzenlenen bir raporla belgelendirilecektir.

V-    KOŞULLU SALIVERME SÜRESİNDE İNDİRİM YAPILAN VE KAPSAM DIŞINDAKİ SUÇLAR

  1. Yeni Kanun’da koşullu salıverme süreleri nasıl belirlenmiştir?
    1. Genel olarak koşullu salıverilme süresi

Yasa ile CGTİK’nun 107. maddesi değiştirilmiş ve koşullu salıverilme sürelerine ilişkin önemli düzenlemeler yapılmıştır.

Buna göre yapılan değişiklikten sonra süreli hapis cezasına mahkum olan bir kişinin cezaevinde iyi halli olması şartıyla aşağıda sayılan suçlar dışında süreli hapis cezalarının yarısı cezaevinde geçirildiğinde iyi halli hükümlünün koşullu salıverilmesi gerçekleştirilecektir.

  • İstisna suçlarda koşullu salıverilme süreleri

Bazı istisna suçlar için koşullu salıverilme süreleri 2/3 olarak uygulanacaktır. Bunlar;

  • Kasten öldürme  (madde 81, 82 ve 83),
  • Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama (madde 87, fıkra iki, bent d),
  • İşkence (madde 94 ve 95) ve eziyet  (madde 96),
  • Cinsel saldırı (madde 102, ikinci fıkra hariç (nitelikli cinsel saldırı),
  • Reşit olmayanla cinsel ilişki (madde 104, ikinci ve üçüncü fıkra hariç, aralarında evlenme yasağı olanla ilişki ve evlat edinme amacıyla çocuğun bakımını üstlenen ya da koruyucu aile kapsamında verilen kişinin ilişkisi ),
  • Cinsel taciz (madde 105),
  • Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar(madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138),
  • Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk (madde 326 ila 339)
  • 1/1/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu kapsamına giren suçlardan

Mahkum olunması durumunda,

Veya cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların (madde 102, 103, 104 ve 105), uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarının (madde 188), suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ile Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçların çocuklar tarafından işlenmesi halinde infaz süresi 2/3 olarak hesaplanacaktır.

Yasa ile getirilen en önemli değişikliklerden biri de Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet hâlinde önceden süreli hapis cezasının ¾’ünün cezaevinde iyi halli olarak geçirilmesi gerekli iken artık yeni düzenlemeyle buradaki süre 2/3’e indirilmiştir. Koşullu salıverilme oranı üçte ikiden fazla olan suçlar bakımından ise tabi oldukları koşullu salıverilme oranı uygulanmaya devam edecektir.

Yine eskiden hükmolunan cezanın dörtte üçü olarak koşullu salıverilme süresi öngörülen mükerrerler[2] için süreli hapis cezasının üçte ikisinin infaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilecektir.

  1. İnfaz indiriminden yararlandırılmayan suç tipleri nelerdir?

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki  Kanunu’nun 108. Maddesi değiştirilmiş ve bu madde  bazı suç çeşitlerine dair koşullu salıverilme süreleri verilen toplam hapis cezasının dörtte üçü olarak belirlenmiştir.

Buna göre 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 102 nci maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 103 üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında verilen süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı, dörtte üç olarak uygulanmaya devam edecektir.

Ancak getirilen geçici madde ile bu suçların 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 28/6/2014 tarihinden önce işlenmiş olması halinde verilen süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı üçte iki olarak uygulanacaktır

Ayrıca Terörle Mücadele Kanunun 17. maddesi uyarınca terör suçlarından mahkum edilenler için de koşullu salıverilme süresi dörtte üç olarak uygulanmaya devam edilecektir.

VI-  ÇOCUKLARLA İLGİLİ İNFAZ SÜRELERİ VE KISA SÜRELİ CEZALAR İÇİN ALTERNATİF İNFAZ YOLLARI

  1. Yeni Yasayla çocuklar hakkında ne gibi süreler uygulanacaktır?

Normal düzenlemede 15 yaşını dolduruncaya kadar cezaevinde geçirilen süreler için 1 gün 2 gün olarak hesaplanırken getirilen geçici madde ile 30/03/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından, tabi olduğu infaz rejimine göre belirlenen koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün onbeş yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir gün, üç gün; onsekiz yaşını dolduruncaya kadar ceza infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak dikkate alınacaktır.

  1. Yeni Yasada alternatif infaz yolları nelerdir? Hafta içi gece ya da hafta sonu gündüz infaz uygulamasından kimler yararlanabilir?

İnfaz hakimi, hükümlünün talebi üzerine kasten işlenen suçlarda toplam bir yıl altı ay, taksirle öldürme suçu hariç olmak üzere taksirle işlenen suçlarda ise toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasının;

a) Her hafta cuma günleri saat 19.00’da girmek ve pazar günleri aynı saatte çıkmak suretiyle hafta sonları,

 b) Hafta sonları hariç, her gün saat 19.00’da girmek ve ertesi gün saat 07.00’de çıkmak suretiyle geceleri,

Ceza infaz kurumlarında çektirilmesine karar verebilecektir.

  1. Hangi koşullar altında konutta infaz uygulaması yapılabilecektir?

Toplam beş yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden 16 ncı maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen usule göre maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilenlerin cezasının konutunda çektirilmesine infaz hakimi tarafından karar verilebilir.

Doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçen ve toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkum olan ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlü kadınların cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilir. Bu fıkra uyarınca talepte bulunulabilmesi için kadının doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş olması gerekir. Konutta infaza en geç bu süre sonunda başlanır. Konutta infaza karar verdikten sonra çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa infaz hâkimi konutta infaz uygulamasına ilişkin kararını kaldırır.

Yukarıda saydığımız hafta sonu ya da hafta içi gece şeklinde özel infazdan;

a) Terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar,

b) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar,

c) Adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler,

d) Koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler,

Yararlanamayacaktır.

Ancak konutta infaz açısından bu istisna yoktur. Yani kişi bu suçlardan mahkûm olmuş olsa dahi fıkralardaki şartları taşıyanlar açısında konutta infaz mümkün olacaktır.

  1. Yeni İnfaz Kanunu çerçevesinde cezaevi idareleri, ilgili savcılık ve hakimliklerce yapılması gereken uygulama nedir?

İnfaz düzenlemesindeki lehe hükümlerden yararlanabilmek için bir hükümlü ya da tutuklu tarafından yapılması gereken herhangi bir işlem bulunmamaktadır. Bu nedenle herhangi bir talepte bulunması ya da başvuru yapılmasına gerek olmaksızın ilgili cezaevi idareleri, savcılıklar ve hakimlikler tarafından resen işlem tesis edilmesi, infaz işlemlerin yeni hükümler doğrultusunda icra edilmesi gerekmektedir. Buna göre lehe hükümler gereğince bütün hükümlü ve tutukluların yeni düzenlemeler çerçevesinde durumlarının gözden geçirilmesi, tahliyesi gerekenlerin derhal tahliye işlemlerinin yapılması, açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaları gerekenlerin bu kurumlara yerleştirilmeleri; bu kurallar uyarınca kapalı ya da açık ceza infaz kurumlarında daha az süreler kalması gerekenlere ise güncellenmiş müddetname tebliğ etmeleri gerekir.

  1. Yeni İnfaz Kanunu’nun lehe hükümlerinden haksız yere yararlandırılmadığını düşünen hükümlü ve tutuklular ne yapabilir?

Yeni İnfaz Kanunu hükümleri, suç türleri, ceza miktarları ile tutuklu ve hükümlü kişilerin yaş, sağlık, özürlülük, eğitim, hamilelik vb. durumlara göre farklı hükümler içermektedir. Bu konuda cezaevi idaresi, savcılık ve mahkemeler tarafından alınan kararların Kanuna uygun olmadığı kanaatinde olanların ilgili mercilere bu hususun gözden geçirilmesi istemiyle başvuruda bulunabilirler. Bu mahiyetteki itirazların ve ortaya çıkan duraksamaların CGTİHK’nın 98. maddesi uyarınca ilgili mahkeme ve hakimliklerce incelenerek karara bağlanması gerekir. Anılan maddenin (2) numaralı fıkrası uyarınca infaz hakimliği, çektirilecek olan cezanın hesabındaki duraksamaya neden olan cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği hususunu karara bağlar. Dolayısıyla yeni infaz düzenlemesinden haksız olarak yararlandırılmadığını düşüne hükümlü öncelikle yeni müddetname tanzimini savcılıktan talep etmelidir. Müddetname beklediği gibi gelmediği taktirde İnfaz Hakimliği nezdinde müddetnameye karşı itiraz hakkını kullanmalıdır.

  1. Yeni İnfaz Kanunu’nun kapsamı dışında bırakılan hükümlü ve tutuklular bakımından herhangi bir başvuru imkânı var mıdır?

Yeni İnfaz Kanunu’ndaki infaz indirimi, infaz hesaplanması, ertelenmesi, denetimli serbestlik uygulamaları, açık ceza ve infaz kurumlarına alınma, izin vb. konulardaki lehe hükümlerin uygulaması bakımından bazı hükümlü ve tutuklu grupları hariç tutulmuştur. Diğerleriyle farklı infaz sistemine tâbi tutulmaları ve ayırımcılığa maruz kalmaları nedeniyle, kapsam dışındaki hükümlü ve tutukluların adaletsizliğe maruz bırakıldıklarını ve bu durumun giderilmesi beklentisi içinde olmaları tabiîdir.

Bu noktada 7242 sayılı yeni Yasa’nın bazı hükümlerinin Anayasa’ya aykırılığı iddiası gündeme gelecek ve Anayasa Mahkemesi önüne yöntemince taşınması durumunda iptal edilmesi, böylelikle kapsam dışında bırakılan kişi ve suç grupları bakımından da bu lehe hükümlerden yararlanabilme imkanı doğabilecektir. Ne var ki bunun için evveliyetle söz konusu Yasa’nın farklı uygulamaya zemin ve dayanak oluşturan kurallarının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine iptal ya da itiraz davalarını açılması, bu hususun yüksek Mahkeme önüne taşınması gereği vardır. Bunun da iki yolu bulunmaktadır; soyut norm denetimi (iptal davası A.Y. m. 150) ve somut norm denetimi (itiraz davası A.Y. m. 152).

Bilindiği iptal davasını ancak Cumhurbaşkanına, Türkiye Büyük Millet Meclisinde en fazla üyeye sahip iki siyasi parti grubuna ve üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyelere aittir. İtiraz başvurusunu ise ancak mahkemeler yapabilecektir. Bir mahkemenin önündeki bir olaya uygulanması gereken yasa kuralının Anayasa’ya aykırı olduğu kanaatinde olması halinde bunu itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi önüne taşıması mümkündür. Bu noktada bireylerin doğrudan itiraz yoluna gidebilme imkanının olmadığı, yalnızca mahkemeler ya da infaz hakimlikleri önündeki davalarının yargılama aşamalarında Anayasa’ya aykırılığı gerekçeleriyle ileri sürüp bu konuda itiraz yolunu kullanmalarını mahkemeden talep edebilecekleri gözden uzak tutulmamalıdır.

Bu Yasa’nın lehe olan hükümlerinden yararlandırılması istemiyle infaz hakimlikleri ve mahkemeler önündeki talep ve itirazlara dair açılacak olan davalarda, Yasa’nın kapsamı dışında bırakılmayı düzenleyen hükümlerinin Anayasa’nın 2. ve  10. maddelerine aykırılıkları ileri sürülebilecektir. Bu takdirde Anayasa’nın 152. maddesi uyarınca bu Mahkemenin uygulanacak bir kanun hükmünü Anayasa’ya aykırılık iddiasını ciddi olduğu kanısına varırsa, konuyu itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi önüne taşıması gerekecektir.

İptal ya da itiraz davaları sonucunda Anayasa Mahkemesi tarafından Yasa’daki belli suç ya da kişi grupları için getirilmiş olan istisna hükümleri iptal edilmesi halinde, ortaya çıkan lehe durumdan ilgilisi bulunan herkes yararlanabilecektir.

  1. Yeni İnfaz Kanunu’nun kapsamı dışında bırakılan hükümlü ve tutukluların bu konuda bireysel başvuru yolunu kullanmaları ve hak ihlalinin giderilmesini istemeleri mümkün müdür?

Öncelikle vurgulamak gerekir ki, söz konusu düzenlemede bazı suç tipleri ya da bireyler açısından farklı uygulama yapılmasının “haklı neden”lerinin bulunmadığı ve “kamu yararı”na dayanmadığı ortadadır. Bireyler arasında eşitliği bozan düzenlemenin;  (a) anlaşılabilir, (b) amaçla ilgili, (c) mâkul ve (d) âdil olması koşuluyla eşitlik ilkesini bozmadığı sonucuna varılabilir. Getirilen düzenlemenin bu ölçütleri karşılamadığı pek çok nokta bulunmaktadır. Öte yandan, bu düzenlemede ceza ve infaz adaleti bulunmadığı; ceza adalet sisteminin kendi mantığı içinde belirlenen cezaların infazı esnasında bu suç ve ceza dengesinin altüst ettiği söylenebilir. Zira bir suç için verilmesi gereken ceza miktarının ceza kanunlarında düzenlendiği, bu noktada ceza kanunlarının kendi içinde sistemli bir yapısının bulunduğu, buna göre daha ağır ve kötü görülen suç ve eylemler için ağır cezalar, daha az zararlı görülenler için ise daha hafif cezaların öngörüldüğü ortadadır.

Bu gibi değerlendirmelerle hükümlü ve tutukluların, yeni infaz düzenlemelerindeki lehe hükümlerin haklarında uygulanmaması üzerine bunu Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru konusu yapabilmeleri mümkündür. Bu noktada, öncelikle yöntemince bu hükümlerden yararlandırılmaları için ilgili cezaevi idaresi ve Cumhuriyet savcılığına müracaat edilmesi, bu talebin reddedilmesi üzerine süresinde infaz hakimliğine başvuruda bulunulmalıdır. İnfaz hakimliğinin kararı üzerine itiraz yoluyla Ağır Ceza Mahkemesine yapılan başvurunun da reddedilmesinden kesinleşen bu ret kararına karşı tebliğden itibaren 30 gün içinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılabilecektir. Burada 6216 sayılı AYM Kanunu’nun 45/(3) maddesi uyarınca doğrudan doğruya “yasa” hükmünün iptalinin değil, bunun uygulamasından kaynaklı hak ihlallerinin tespiti ve giderilmesinin istenebileceği unutulmamalıdır.

Bu gibi değerlendirmelerle hükümlü ve tutukluların, yeni infaz düzenlemelerindeki lehe hükümlerin haklarında uygulanmaması üzerine bunu Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru konusu yapabilmeleri mümkündür. Bu noktada, öncelikle yöntemince bu hükümlerden yararlandırılmaları için ilgili cezaevi idaresi ve Cumhuriyet savcılığına müracaat edilmesi, bu talebin reddedilmesi üzerine süresinde infaz hakimliğine başvuruda bulunulmalıdır. İnfaz hakimliğinin kararı üzerine itiraz yoluyla Ağır Ceza Mahkemesine yapılan başvurunun da reddedilmesinden kesinleşen bu ret kararına karşı tebliğden itibaren 30 gün içinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılabilecektir. Burada 6216 sayılı AYM Kanunu’nun 45/(3) maddesi uyarınca doğrudan doğruya “yasa” hükmünün iptalinin değil, bunun uygulamasından kaynaklı hak ihlallerinin tespiti ve giderilmesinin istenebileceği unutulmamalıdır.

SÜRELİ HAPİSLER İÇİN ÖRNEK İNFAZ TABLOSU

SUÇU VE ALDIĞI CEZASUÇ TARİHİİNFAZA BAŞLAMA TARİHİKOŞULLU SALIVERME SÜRESİDENETİMLİ SERBESTLİK SÜRESİKOŞULLU SALIVERME TARİHİ 
Hırsızlık 6 Yıl30.03.2020 den önce15.04.2018½ üzerinden hesaplama ile 3 yıl cezaevinde kalacaktır.3 yılKişi iyi halli olduğu taktirde yasanın kabul edildiği tarih olan 15.04.2020 tarihinde denetimli serbestlik uygulanmak suretiyle tahliye edilecektir. 
Hırsızlık 6 Yıl30.03.2020 den sonra    01.04.2020    ½ üzerinden hesaplama ile 3 yıl cezaevinde kalacaktır.1 yılKişi iyi halli olduğu taktirde infaza başlangıç tarihinden 2 yıl sonra 31.03.2022 tarihinde koşullu salınacaktır. 
Adam Öldürme 12 YılSuç Tarihine göre koşullu salıverme süresinde bir değişiklik olmayacaktır.  01.04.2020    2/3 üzerinden hesaplama ile 8 yıl cezaevinde kalacaktır.1 yıl  Kişi iyi halli olduğu taktirde infaza başlangıç tarihinden 7 yıl sonra 31.03.2027 tarihinde koşullu salınacaktır.  
Örgüt Kurma (TCK 220/1 madde 6 Yıl01/03/2020 den önce    15.04.2019    2/3 üzerinden hesaplama ile 4 yıl cezaevinde kalacaktır.3 yılKişi iyi halli olduğu taktirde yasanın kabul edildiği tarih olan 15.04.2020 tarihinde denetimli serbestlik uygulanmak suretiyle tahliye edilecektir. 
Örgüt Kurma (TCK 220/1 madde 6 Yıl01/03/2020 den sonra    01.04.2020    2/3 üzerinden hesaplama ile 4 yıl cezaevinde kalacaktır.1 yılKişi iyi halli olduğu taktirde infaza başlangıç tarihinden 3 yıl sonra 31.03.2023 tarihinde koşullu salınacaktır.  
Uyuşturucu Madde Ticareti, nitelikli cinsel saldırı, reşit olmayanla cinsel ilişki, çocuğun cinsel istismarı 6 Yıl28/06/2014 den önce    01.04.2020    2/3 üzerinden hesaplama ile 4 yıl cezaevinde kalacaktır.1 yılKişi iyi halli olduğu taktirde infaza başlangıç tarihinden 3 yıl sonra 31.03.2023 tarihinde koşullu salınacaktır.  
Uyuşturucu Madde Ticareti, nitelikli cinsel saldırı, reşit olmayanla cinsel ilişki, çocuğun cinsel istismarı 6 Yıl28/06/2014 den sonra    01.04.2020    3/4 üzerinden hesaplama ile 4 yıl 6 ay cezaevinde kalacaktır.1 yılKişi iyi halli olduğu taktirde infaza başlangıç tarihinden 3 yıl 6 ay sonra 31.10.2023 tarihinde koşullu salınacaktır.  
Terör Suçu 6 yıl 3 aySuç Tarihine göre koşullu salıverme süresinde bir değişiklik olmayacaktır.    20.07.2016    3/4 üzerinden hesaplama ile 4 yıl 8 ay 7 gün cezaevinde kalacaktır.1 yıl 89. maddeye göre iyi hal kararı verilirseKişi iyi halli olduğu taktirde infaza başlangıç tarihinden 3 yıl 8 ay 7 gün sonra 26.03.2020 tarihinde koşullu salınacaktır.  

[1] (2) Kasten yaralama fiili, mağdurun; a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine, b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine, c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına, d) Yüzünün sürekli değişikliğine, e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine, Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren hallerde sekiz yıldan az olamaz.

[2] Mükerrirlik: Kasıtlı bir suçtan mahkûmiyet sonrası yasanın aradığı sürelerde yeniden kasıtlı bir suç işlemek. Burada dikkat edilecek süre şu şekildedir. İlk suçtan 5 yıldan fazla bir hapis cezası alınmışsa bu kesinleştikten ve infazı tamamlandıktan sonra 5 yıl süreyle, 5 yıldan az bir ceza alınmışsa kesinleşme ve infaz sonrası 3 yıl süreyle başka bir kasıtlı suç işlendiği taktirde mükerrir sayılacaktır. Önceki cezanın infazı yapılmamışsa 3 ve 5 yıllık süreler işlemeye başlamaz yani işlenen her kasıtlı suç tekerrür kapsamında kalır. 18 yaşından önce işlenmiş suçlar tekerrüre esas alınmazlar.

Avukat Fidan ÇAKICI

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir